Home » » Bahar sendromuna hazır mısınız?

Bahar sendromuna hazır mısınız?

Written By Admin on 18 Mart 2016 Cuma | 16:11


Çoğu zaman depresyon olarak adlandırmadığımız, günlük hayatın öğeleri olarak gördüğümüz bazı durumlar aslında tam da bu hastalığın belirtilerine işaret edebiliyor. Özellikle mevsim geçişlerinde daha sık yaşanan duygu durum bozuklukları ilkbaharda da ortaya çıkabiliyor
Emsey Hospital’dan Psikiyatri Uzmanı Uzm. Dr. Orhan Karaca, hayatımızı psikolojik, sosyal ve fiziksel açıdan etkileyen depresyon ile ilgili görüşlerini paylaşıyor:

"En az 2 hafta süren duygu durum çökmeleri, depresyon olarak adlandırılır. Duygusal olarak çöken hasta karamsarlaşmaya ve zihinsel olarak (kendine zarar verme dahil) kötü düşüncelerle meşgul olmaya başlar. Vücudunda ağırlık ve yavaşlama ortaya çıktığı için, davranışları da içe kapanma yönünde değişir. Gün içindeki gelip geçici moral bozulmaları depresyon olarak adlandırılmaz. 

En az iki yıl üst üste olmak kaydıyla, yılın belli dönemlerinde ortaya çıkan, sebep olarak herhangi bir yaşam olayının gösterilemediği duygu durum çökmelerine "mevsimsel depresyon" denir. Gün ışığının azalmaya başladığı sonbahar ve kış ayları mevsimsel depresyon açısından yüksek risk taşıyan dönemlerdir. Ancak ilkbahar ve yaz aylarında da görülebilir. Ailede bipolar bozukluk (Manik Depresif Bozukluk), depresyon gibi hastalıkların olması, kadın cinsiyet, zor yaşam koşulları, ağır fiziksel hastalıklar, gün ışığından az yararlanan bölgeler (kutuplara yakın olan bölgeler gibi) mevsimsel depresyon açısından riski artırır.

Mevsimsel depresyonun diğer depresyon türlerinden farkı nedir?

Yılın belli dönemlerinde, yaşam olaylarından bağımsız oluşu ve gün ışığının arttığı dönemlerde düzelme olması mevsimsel depresyonu diğer depresyon türlerinden ayırır.


Depresyonda olduğumuzu nasıl anlarız?

Kişide gün boyu süren bir depresif duygu duruma ek olarak; ilgi ve istek kaybı, zevk alamama, kilo kaybı ya da artışı, uykusuzluk ya da uyku artışı, hareketlerde yavaşlama, yorgunluk, bitkinlik, enerji kaybı, huzursuzluk, değersizlik ve suçluluk duyguları, odaklanma zorluğu, kararsızlık, kendine zarar verme düşünceleri varsa kişi depresyonda olabilir.  Ancak depresyon denebilmesi için bu belirtilerin iki haftadan daha fazla sürmesi gerekir.

Depresyon kimlerde görülür, kimler risk altındadır?

Depresyon kadınların %20’sinde, erkeklerin %10’unda, ergenlerin ise %5’inde görülür. Özelllikle son dönemlerde yaygın bir hastalık olarak göze çarpan depresyon hastalığı ile ilgili yapılan araştırmalar, insanların yaklaşık %15’inin hayatlarının bir döneminde major depresyon geçirdiğini ortaya koymaktadır.

Kadınların depresyon sıklığı erkeklerden iki kat daha fazladır. Genelde görülme yaşı 20 ile 50 arası olsa da yaşlılarda bu hastalığın sıklığı artmaktadır. Boşanmış, ayrılmış kişiler, sosyoekonomik düzeyin düşük olması ve işsizlik, sosyal ve çevresel desteğin az oluşu, uzun süren zorlayıcı yaşam tarzı da depresyon riskini artırır.

RİSK AZALTILABİLİR

Kişinin kendini işlevsel hissettiği bir yaşam tarzı seçmesi gerekir. Yaşamlarında zorluklar olan kişilerin zorluklarla baş etmek için yakınlarından destek alması, bu konuda yeterli desteği yoksa uzman yardımı alması yararlı olur. Kişinin iş yaşamı kadar dinlendiği, mola verdiği tatil süreçlerine de dikkat etmesi, kendine zaman ayırması depresyon riskini azaltır. Tekrarlayan depresyonu olanlarda ilaç tedavisinin düzenli yapılması da depresyonu önlemede önem taşır.

Kişinin yaşamı (geçmişi, bugünü, geleceği) yorumlayış biçimi de depresyona neden olabilir. Bu nedenle, bilişsel davranışçı terapi başta olmak üzere terapilerin kişinin düşünce dünyasını ele almada ve gereken değişme ya da esnemelerin yapılmasında önemli rolleri vardır."
Bilgi Paylaşınca Güzeldir :)

Yorum Gönder

 
Support : Creating Website | Bloklaa |
Copyright © 2011. Hayata Dair Herşey - All Rights Reserved
Template Created by Creating Website Published by Bloklaa